25 Kasım 2009 Çarşamba

Ado Şimdi ASker, valla

Hayatım boyunca kesin yapmam dediğim bir sürü şeyin bağımlısı hatta bazılarının hastası oldum. Küçükken çok içki içmeye kalkmam dedim üniversitede bir büyük içmeden masadan kalkmaz oldum. Sigara bağımlısı olmak ne kelime içenleri evime sokmazdım, bugün tekelin iyi içici ödülü odamda asılı.” Üniversitedeyken İstanbul’a gidip yerleşenlere hafifçe “vay aptala bak” bakışı atardım. Bugün benimde ikametgâhımda İstanbul yazar oldu. İstanbul’dan gelip “haa orası karşıda” diyenlere kızıp “artiz Anadolu yakası diyemiyo mu?” deyip kızardım. Bende şimdi “karşı”da oturuyorum. “Olum deli misin âşık olunur mu akıllı olacaksın yolunda duracaksın” derdim başıma oda geldi, hem de kaç kere en azılısından. Normal bir insanın başına gelebilecek her şeyin aslında benimde başıma gelebileceğine inanmazdım hep.

Bir yerler de “HER TÜRK ASKER DOĞAR” duyarsam tebessüm eder hınzırca gülümser “hepsi değil” derdim. Meğer hakikaten her Türk asker doğarmış. Bu “asla” mında yıkılışına şahit olduktan sonra bundan sonra başıma her şey gelebilir diyebiliyorum.

Evet artık bütün o en klişe lafların manasını anlayabiliyorum. Benim arkamdan da “o şimdi asker” cümlesinin kurulması garip bir şekilde hoşuma bile gitmeye başladı. Benimde tertiplerim ve şafağım olacak. Yemin törenine çıkıp Türk Erkeği’nin sünnetten sonraki en büyük ritüeli ile yüzleşeceğim.

Neyse değerli dostlarım buradan haber alıp “olum niye haber vermiyosun” diyen dostlarıma haber niteliğinde olan bu kısa yazıdan duyuruyorum. Resmen evraklarımı aldım. Ben Ali Adnan Özgür aralık itibarı ile vatani görevini ( ne demekse hala komik geliyor bana) yapmaya gidiyor. En büyük asker sizin asker…

12 Kasım 2009 Perşembe

cümlem bitmemişti

her yeni aşk yeniden hayat sahibi olmak gibi yeni yaşam hakkı gibi
tek sıkıntısı her yeni hayata sahip olduğun da hayatın kanunu ölümde orda seni beklemekte zira her yeni ilişkideki yeni ayrılık sonu insanı bazen ölüm bazen uzun ayrılık bazende elektrik yokluğu kadar üzmekte.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

kalk hadi uyan bekliyenler var kapıya dizilmişler senin gibiler seni bekliyorlar. gitmeni beklirlar anlamadım neden nereye bide neden bu saatte 

karışık

Tek kişilik yatağımda bu sarışınla mutsuzlukla değil çift kişilik yatağında gülümseyerek uyanamalıydım.

 

Güneşin karanlığa savaşı kaybetmiş hali ay. Kendine güvenini yitirmiş arada güç toplayıp dolun aymaktan başka bir aydınlığı kalmamış. Ayın en karamsar olduğu vakitlerde evinin anahtarlarını kalbimi yarıp masana bıraktım. Ay, o romantik görünen sinsi ay gezegen olamamış zavallı ay hiç oralı olmadı. sokak kapısı kapandı ben güneşi özledim bayıltıcı yokuşunu karanlıkta tırmanırken ayağım takıldı ben güneşi özledim sarhoşları gördüm soğukta donmakta güneşi özledim. Güneşle beraber evime geldik. Ben seni özledim.

Sinirle uyandım. Güneş etrafı ışıltalı saatler olmuş.

 

 

Bahar gözkırpar kırmaz büyük yarış başladı hangisi ilk çiçek açacaktı sokakları şenlendiren bahar şenliğine hangi ağaç öncü olacaktı. Bikaç serserinin mallara bak daha kış geçmeden açmışlar yarın donacak hepsi laflarına gülüp geçiyolar.

 

 

 

ama sana herşeye rağmen güzel bişey söylüycem çocuk.

tekrar aşık olucaksın. tüm bu yaşadığın heycanları mutlulukları korkuları umutları umutsuzlukları tekrar yaşıyacaksın.

bizim neslimiz yaratılırken yeniden tasarlanırken yeniden başlat tuşu koyulmuş. biz eski türk filmlerindeki gibi bir kere aşık olup ömür boyu onun acısı ile yaşamayacağız. biz bir kere evlendikten sonra o evlilik bozulmazlara inanmıycaz. biz bi tabur çocuk sahibi olsak bile karışımıza çıkan yeni esmere yan gözle bakıp tuvalette sabaha kadar ağlıyabileceğiz. tüm bunların sana bir lütüf olarak verildiğini söylemedim hiç muhtemelen bizim neslimizin lanetide bu olacak. her seferinde tekrar sevicez sonra tekrar sonra tekrar sonra tekrar. çivi çiviyi sökecek. her seferinde eski çivinin yeri tutturulmaya çalışılkacak ancak mümkün olmayacak yeni çivinin acısı eskisini dindirecek sadece. ve gün olup dermanımız kalmayınca çivi izlerine bakıycaz. o kadar çok iz bırakmış olacakki eski sevgililer yeni çivi değil iğne yaklaşsa ürkeceğiz.

 

Bu cümlenin başı gibi umutla başlayıp hüsranla bitecek her ilişki. Kendini koru çocuk. Yeni boşa aşık olmaktan koru koru ki bigün gerçek çivi karşına çıktığı zaman onu tutabilecek dermanın olsun.

 

Ve sana herşeye rağmen güzel bişey söylüyeceğim çocuk. Bir gün öleceğiz. Tanrı bu konuda hiç ayrım yapmamış belki sadece bu konuda ayrım yok aramızda. Yaşamla ölüm arasında o birkaç zaman ne yaşatır bilemem ama pişmanlık varsa o zamansız zamanda ölümün acı verici olacak. Söylenmemiş son sözün yazılmamış son mektup itiraf edilmemiş son aşkla beraber gideceksen herkezden acı çekeceksin ölürken. Henüz dilin dönerken içindekileri tüm zamanlardan arındır. Sadeleştir. Hakkını ver ve hakkını verene söyle.

 

Ve sana herşeye rağmen güzel bişey söylüycem çocuk bu dünyada hala birileri gerçekten birilerini seviyor. Genelde anacın oluyor. Ama bi başka kadın seni biryerlerde bekliyor. Seni annen kadar sevemesede çocuğundan daha çok seveceği muhtemel birileri. Yorulmamak lazım umutsuzlanmamak ders almak lazım geçmişten kopmamak bir yan gözle dikiz aynasına hep bakmak lazım. Bakmamak hızla uzaklaşmaya çalışmak ders almamak yok.

istiyorum

Bana dönmen için bi kahramanlık yapmam gerek sanırım. Sürekli kırmızı ışıkta bekliyorum birilerine araba çarpsın kurtarıyım diye. Anaokulu çıkışlarını kolluyorum sapık buluyum yakalayım istiyorum. Huzur evlerini ziyaret ediyorum .  dünydaki birmilyar sevgili diğer sevgiliye hiç bu kadar gerçekten dememiştir gözlerimi kapatında seni görüyorum diye. Şaşırıyorum böyle bişeyin olabildiğini gördüğüm için yatarken koyunları sayıyorum çitin arkasında otururken görüyorum seni, metroda yürüyorum yerde yanflüt çalarken karşılaşıyorum seninle dünyada ne kadar saçmasapan durum varsa hepsinde karşıma çıkıyosun en garibi tayyiple sertçe konuşuyorum içeri asistanı olarak sen giriyosun hayırdır işallah diye uyanıyorum. Sanırım film çekersem yönetmen olursam çok klas dururum affeder diyorum böyle dünya yıkılırsa aman ne film olmuş bu böyle diye yönetmen olmak istiyorum. Sonra bazen yoruluyorum umutsuzlanıyorum ölüyüm istiyorum. Hemen geçiyo yaşamayı en az senin kadar seviyorum.

 

 Evine gizlice giriyim seni seyrediyim istiyorum uyurken usulca uyandırmadan öpüyüm sonra sen yinede uyan önce kork kız sonra dayanama sarıl istiyorum.  Bekleyim istiyorum seni, aydınlanıyım ayılıyım seninle beraber hayatı daha farklı anlayım daha iyi bi insan oluyum diliyorum.

Hayatta tek kişilik yapılacak ne varsa yansın istiyorum iki kişilik olsun hepsi. Çok zengin oluyum fakir gibi efendi yaşayım diyorum sonra düşünüyorum balattaki esrar satan fakirler gibi efendi olmak değil bahsettiğim şey. Türk filmlerindeki fakir ve onurlu genç gibi yaşayım. Kimseyi dolandırmayım dolandırana engel oluyum istiyorum. Seni düşünmek beni iyi yapıyo. Tüm bunlar için sana teşekkür ediyim edebiliyim istiyorum. Yakınlarında oluyum güldüklerine, gülüyüm küçük arkadaşlarıla içiyim eğleniyim istiyorum. Acele etmeden sindire sindire yaşayalım istiyorum. Ne çok şeymiş gibi görünen herşey aa ne kolaymış hissedelim istiyorum. İki kişi olalım istiyorum.  Sürpriz yapıyım sana mutlu ol istiyorum. Kapında gül kamyonuna şaşır ama kızma istiyorum. Seni yoldan sertçe çektiğim zaman kaygımın büyüklüğünden olduğunu anla kızma istiyorum. Tek başına da yaşabildiğin gerçeği ortadayken iki kişi daha mutlu ol istiyorum. Zamanı gelmeden seni ne çok seviyorum ben diyebiliyim istiyorum. Bana dönmen için kahramanlık yapmam gerek sanırım bi kahramanlık yarattığım zaman çok geç olmasın korkuyorum bak bana dönme ben sana geldim kapıyı aç artiz kedinle karşılıklı sigara içiyim istiyorum. Sen sigara içinde üzülüyüm kıyamayım sana kızıp kaygılanıp bi sigara yakıyım istiyorum.  Uzun zamandır bu garip hastalık geçsin diye bekledim sanırım hastalık değil içimde gerçekten karıncalar var midemde ve seni tanıyolar seni düşünce ortaya çıkıp dolaşmaya selam vermeye çalışıyolar.  Karınca berekettir deyim kabul ediyim istiyorum. Bazen ölüyüm istiyorum. Hayatı senin kadar sevmesem kendime daha az kızardım. Özleyim istiyorum seni ama mutlu keyifli bi buluşmanın olduğu bi özlemek olsun istiyorum. Kahramanlık yaparken daha fazla saçmalamayım. Çok özledim seni gerçi sana sarılmamdan anladığını sanıyorum. Gözlerinden hasretle öpüyüm istiyorum. Kucağımda uyu sonra aynı yerde uyan istiyorum. İstiyorum.

yazdım çizdim yayınlasaydım dedim yayınladım

İçinde dolaşsam bu kadar ıslanmazdım denizin, o kadar yakınındaydım seninde, denizinde. Ay boğaza çivilenmiş öylece bakarken bana ben bakamadım. Dalga seslendi ben konuşamaadım.  Yanının huzuru, uzaklaşmanın sıkıntısı bi sigara yaktırdı boğaza karşı gece gece, sonra sen gittin ben ardından sana bakmadan baktım. Büyük günah biraz sonra öleceğini bildiğin yeni tutulmuş balığa acıyıp tekrar onu denize göndermek. Ama insan seviyor büyük günahları biliyorum büyük günah benim seninle beraber olmam geçmişte ve olabilme olasılıklarım, ama bütün büyük günahlara değersin.